top of page

Kaygı Bozukluğu Nedir?

  • Yazarın fotoğrafı: Elif Gerçek
    Elif Gerçek
  • 2 May
  • 2 dakikada okunur

Hepimizin zaman zaman yaşadığı bir duygu var: Kaygı. Bazen önemli bir sınav öncesi, bazen sevdiğimiz birinin geç kaldığı bir akşamda, bazen de durduk yere… Sanki içten içe bir şeyler yolunda gitmiyor gibi hissederiz. Kalbimiz hızla atmaya başlar, nefesimiz daralır, aklımız ise olabilecek en kötü senaryolarda dolaşır durur.


Peki, nedir bu kaygı dediğimiz şey? Neden var? Ve ne zaman bir sorun haline gelir?


ree

Kaygı arada sırada geldiğinde ve bizi harekete geçmeye teşvik ettiğinde faydalıdır. Ama bu duygu sıklaşmaya, şiddetlenmeye ve günlük yaşamı etkilemeye başladığında artık bir uyarı değil, bir yük halini alır.

Sürekli tetikte olmak, "ya şöyle olursa" düşünceleriyle boğuşmak, fiziksel olarak hep gergin hissetmek… Tüm bunlar zamanla kişinin sosyal ilişkilerini, iş ya da okul performansını ve genel yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir. Bu durumda kaygı, artık bir duygu değil, bir bozukluk haline gelmiş olabilir.


Kaygı bozukluğu, birçok farklı biçimde kendini gösterebilir. Ancak tüm türlerinde ortak olan, aşırı korku, anksiyete (kaygı) ve buna bağlı olarak ortaya çıkan davranışsal bozukluklardır. Kaygı bozukluğu yaşayan bir kişi, bu duyguyu yaşamamak adına birçok etkinlikten, mekândan, kişiden ya da durumdan kaçınabilir. Ancak bu kaçınma davranışı, kişiyi bir kısır döngüye sürükleyebilir: Kişi kaygılandıkça kaçınır, kaçındıkça da daha çok kaygılanır.


ree

DSM-5’e göre korku, gerçek ya da algılanan bir tehdide verilen ani duygusal tepkidir. Anksiyete ise gelecekte ortaya çıkabilecek bir tehdide yönelik duyulan endişe halidir. Korku da tıpkı mutluluk ya da üzüntü gibi olağan ve sağlıklı bir duygudur. Ancak kaygı bozukluğu yaşayan bireylerde bu duygu, yoğunluk kazanarak anksiyete ile iç içe geçer ve kişinin duygu durumunu ve davranışlarını sağlıksız biçimde etkiler.


Örneğin, bir kişinin yolda yılan görüp korkarak kaldırımın karşısına geçmesi oldukça sağlıklı ve koruyucu bir tepkidir. Burada tehdit gerçektir ve kişi korku sayesinde kendini koruyacak bir karar alır. Ancak kaygı bozukluğu yaşayan bir birey, yolda bir kez yılan gördükten sonra, bir daha görme ihtimaline karşı evden çıkmamaya başlayabilir. Bu durumda ortada gerçek bir tehdit olmasa da, kişi gelecekte oluşabilecek bir duruma karşı duyduğu yoğun anksiyete nedeniyle hayatını kısıtlar ve gündelik yaşamını etkileyen sağlıksız bir davranış döngüsüne girer.




 
 
 

Yorumlar


© 2035 by Norah Horowitz, Ph.D. Powered and secured by Wix

bottom of page